23 Ekim 2012 Salı

Beyin Kullanılmaz ise Ölür mü?


Beyin Kullanılmaz ise Ölür mü?

Kısacası kullanılmayan beyin ölür ve işlevini kaybeder. Örneğin, bir elin parmağını sürekli kapalı tutacak şekilde ele yapıştırsak. O parmak ilerleyen zamanlarda açılmayacaktır. Çünkü beynin o parmağı hareket ettirme kısmı zaman ile kullanılmayarak işlevini kaybeder ve ölür.

Beynin aktif kalmasını sağlayarak ölmesinden kurtarabilirsiniz. En azından basit bir örnek ile bulmaca çözmek beyinin hafıza kısmını aktif olarak kullandığı için bir beyin rahatsızlığı olan alzheimer'dan sizi koruyacaktır.

Beyin devamlı olarak oksijene ihtiyaç duyar. Bu yüzden sahil kenarında veya  bir ağaçlık alanda en azından 1 gününüzü geçirin.

Her gün 1 saat yürüyüş yapmak tüm vücuda iyi gelir.

Tekerlemeler, fıkralar ezberleyip anlatın arkadaşlarınıza, tanıdıklarınıza. Kitap okuyun yazarak özetini çıkartın.   Belgesel izleyerek ya da makaleler okuyarak sürekli yeni şeyler öğrenin ve öğrenmeye açık olun. Normal bulmacanın yanında sayısal bulmacalar çözün. Sudoku gibi bulmacalar beyinin mantık kısmını çalıştıracaktır.

Beynin ters tarafını çalıştırın. Örneğin, sağ elinizle kapı, pencere açıyorsanız arada sırada sol elinizle açın.

En önemlisi ise Fast Food'dan uzak durun ve sağlıklı beslenin. 

Yazımı Filozof Şair Neruda'nın güzel bir şiiriyle noktalamak istiyorum.

Yavaş yavaş ölürler, seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler, okumayanlar,müzik dinlemeyenler,
vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler, alışkanlıklarına esir olanlar,
hergün aynı yolları yürüyenler,ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile giremeyenler,
bir yabancı ile konuşmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler, heyecandan kaçınanlar,
tamir edilen kırık kalpleringözlerindeki parıltıyı görmek istemekten kaçınanlar.
Yavaş yavaş ölürler aşkta ve işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar.
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder